Kafan Kel, Nene Gerek Þimþir Tarak?
Al haçlýdan/çinden/uzak doðudan, sat, ver faizden ranttan kazandýðýný onlara ama mutlu ol, keyif al… Nereye kadar?
Kafan Kel, Nene Gerek Þimþir Tarak?
Hayat üniversitesi daha mý iyi eðitim veriyor bilmem…
Bin kiþilik stadý boþ kalan ve her türlü sportif faaliyetin
bizzat devlet tarafýndan kuþa çevrildiði Ýlimizde, 15 Bin kiþilik stadýn,
Yerin 7 kat altýndan kömür çýkarmak için ölen Ermenekliye
5-10 kiþi kayak yapsýn diye tesis yapmanýn mantýðýný,
365 günlük bir yýlda toplam 36,5 program yapýlmayan devasa
salonlarýn,
Kültüre sahip çýkacaðýz diye kuþa çevrilip, milyonlar
harcanan köhne evlerin bomboþ /atýl bekletilmesindeki mantýðý kavrayanlar beri
gelsin lütfen…
Ekonomistler buna ne der bilmeyiz ama hayat
üniversitesindeki hocalar buna “Ayraný yok içmeye…” ya da “Sen bir grip
keloðlansýn nene gerek þimþir tarak” “Borcu bini aþan pirinç pilavý yer” deyiverirler.
Esnaflýkta güzel komþularýmýz vardý. Bir tanesi bir gün
birisini gösterip “Abi yakýnda bayraðý çeker” dedi “Neden” dedik. “Abi baksana
her gün bir takým elbise deðiþtiriyor, borç harç arabayý yeniliyor, her gece
bir eðlence mekânýnda bahþiþ yaðdýrýp alkýþ topluyor. Belli ki batakta ve
kurtulmak için göz boyuyor” Haklý da çýkmýþtý. O bahsedilen kiþi çok ama çok
zor anlar yaþamýþ en sonunda da terki diyar etmiþti.
KMÜ Yani adý uzun olunca daha görkemli olur diye Karaman
Üniversitesi deðil de “Karamanoðlu Mehmet
Bey Üniversitesi Rektörlüðü” adýný koyduðumuz eðitim kurumu bir toparlanma ve
gayret içinde. Eleman ihtiyacýný karþýlamak için ilan çýkarýyor. Sonuç bir
facia 20 Temizlikçi için 3 Bin 48, 15 güvenlik için 791 baþvuru.
Toplum bu içler acýsý halde iken 15 Bin kiþilik stad, kayak
merkezleri vb. bu millete ne getirecek ki…
Zevk, keyif ve saltanat. Birileri mikrofonu alýp “yaptýk”
diyecek. Yatýrým bütçemiz þu kadar diyecek. Hangi yatýrým? Hangi getiriyi
getirecek, hangi katma deðeri üretecek?
15 bin kiþilik staddan 100, hadi iyi niyetli olalým 200 kiþi
istifade edecek. Ýstifade ne? Keyif/zevk… Kapalý yüzme havuzu yapýldý sadece
yýllýk masrafý 1000 kiþiye ekmek saðlayacak bir sermaye…
4 Bin insan iþ aþ
ekmek ve gelecek için beklerken birileri gidip sadece keyif alacak. Onlar da tuzu
kuru olanlar…
Buralara paraþütle inmedik. Çileli günlerimiz oldu. Bir
siyasi parti yönetiminde bulunduk. Sayýn diyemeyeceðim baþkanlarý da oldu o
siyasi görüþün. Okullarýmýzda sýnýflar 60 kiþiyi geçmiþ, hastanelerde fiziki
yetersizlik nedeni ile insanlar kývranýrken, ne zaman sayýn olmayan baþkanýn
iþyerine veya makamýna varsak bir odacý tayini, ya da bir dostunun yakýnýn bir
masadan diðer masaya terfisi ya da alakasýz geyik muhabbetleri ile saatlerin,
zamanýn heba edildiðini görüp kahrolurduk. Tabi bunlara karþý çýkýnca da adýmýz
“kötü adam, geçimsiz ve uyumsuz” olurdu. Olsun, buna raðmen Rahmetli Dr.
Armutlu ile baðýra çaðýra bir kaç okul ve eski hastaneye ek bina yaptýrmayý
baþarmýþtýk. Farklý siyasi görüþten de olsa Karaman Belediyesinin bugün
varlýðýný bile fark etmediðimiz kanalizasyon, içme suyu ve yeni açýlan
yollarýna destek saðlamayý baþarmýþtýk.
Bugün o stad parasýna 500 iþçi çalýþabilecek ve topluma
katma deðer katacak ürünler üretecek fabrika kurulmaz mýydý? OSB deki en küçük
fabrikada 100 iþçi maiyeti ile beraber 300-400 kiþiyi beslerken Ermenek kayak
tesisleri, ya da yapýlan ve bomboþ duran devasa salonlar kaç kiþiye bir dilim
ekmek verdi. (Oralar inþa edilirken ve yönetilirken hile/hurda ile cukka yapan
oluyor da haram da olsa karýn doyuruyorsa onu da biz bilemeyiz Yaratana havale
ederiz)
Sanayicimizi dinliyoruz dertli, çiftçi kan aðlýyor, esnaf
periþan, iþçi ve emekli eli böðründe inliyor ve biz ne kadar gösteriþli iþ var
onun peþindeyiz.
Neden? Çünkü üretmiyoruz. Hazýr yiyici ve tüm amacý gösteriþ
olan bir toplum olduk çýktýk.
Devlet onlara üretimi deðil faizi ve rantý dayatan
uygulamalar içinde. Üretenin önünde engelden surlar var. Kelle koltukta
yaz/kýþ, gece/gündüz direksiyon sallayan þoförleri bile isyan ettirecek çetrefilli
uygulamalarla adeta, “üretme, hizmet etme, çal, çýrp, dolandýr, üçkaat yap,
gaspet ve ayakta kal” önerisi getiriliyor. 10 lira kazananýn 5 lira 10 milyon
kazananýn ise hiç vergi ödemediði uygulamalar her gün resmi gazetelerde boy
göstermemeli.
O alýnan vergiler de kuþa çevrilmemeli.
(Hoþ: Bu noktada yahu vatandaþ hiç öyle görünmüyor, lider ya
da çivi çakmamýþ siyasi bile olsa bu halk onlarý omuzlarda taþýyor, alkýþ
tutuyor, hatta ileri gidenler pabuç bile yalýyor, kendisinin nefesi açlýktan
kokarken onlarýn portakallý ördeklerinde tuz eksik diye aðlýyor da diyebilirsiniz…
Ne diyelim haklýsýnýz. O da toplumun geldiði içler acýnasý durum)
Rastgele Bin kiþi örnekleme inceleyelim. Bir günlük
mesaileri 8 Bin saat eder. Bu bin kiþiden ortaya çýkan üretim ve katma deðere
bakalým. Ýddialý konuþmak gibi olmasýn ama 50 kiþinin 400 saatlik mesaisi kadar
üretim ortaya çýkýyor ise bayram edelim… 7 Bin 600 saat nerede? Tanesi binlerce
liraya borç ile alýnmýþ, akýllý telefonlarda bir birine laf sokma derdinde… Ya
da akþamki dizide kimin karýsýný kim ayarttý onun dedikodusunda.
Hayata hazýrlanan çocuðun tek hedefi, devlete kapaðý atýp,
iþi yok, parasý çok bir masa baþýnda ömrünü tüketmek. Onu baþaramayýnca da
belinde býçak ana caddelerde birisi yan baksa derdinde, heyecan peþinde…
Eðitimde, deneme tahtasý ile getirilen uygulamalar
neticesinde, ara eleman, zanaatkâr, usta, ve elinden emekli eleman yetiþtirmeyi
de zaten çoktan unuttuk.
Al haçlýdan/çinden/uzak doðudan, sat, ver faizden ranttan kazandýðýný
onlara ama mutlu ol, keyif al…
Nereye kadar?
Üretim ve istihdamý unutup da gösteriþ ve sahte medeniyet
yatýrýmlarýna yöneldikçe bataklýðýn dibine hýzla ilerliyoruz. Kendi üretim
tesislerini kuracaklarý önce eðitip sonra destek saðlamak hayal oldu. AB, Mevka
vb. kaynaklý hibe ve destekler ise adeta aç insana makyaj malzemesi verme
tarzýnda.
Tüm bu kararlarýn altýnda Türkiye’de yatýrým ve Kamu
Yönetimi konusunda çok güvendiðimiz ve inandýðýmýz Sayýn Lütfi Elvan’ýn
desteklerini görmek de ayrý bir üzüntü vesilesi oluyor. Karaman yerelinde zaten,
Kamu Yönetimi mantýðýndaki siyasi ve bürokratlar linç edilip de küfür edenler
baþ tacý edildi edileli Karamanýn þirazesi pek bir bozuldu.
Üretmeden tüketen toplum, haramzade mirasyediler gibi kýsa
sürede zelil olur. Þu an freni boþalmýþ bir araç gibi de uçuruma yaklaþýyoruz.
Akýllar baþa alýnmalý ve bu akýl tutulmasýndan bir an önce
kurtulunmalýdýr.
Hasan ÖZÜNAL
Karaman - 2020 Ocak