Siyaset ZOR ZENAAT MI?*
Binleri, on binleri hatta milyonları ilgilendiren işler için Ahmet ve Mehmet Ağaları feda etmeniz gerekir. O zaman da gelecek seçimlerde hal nice olur.
Siyaset ZOR ZENAAT MI?*
Bu memleket için gerçekten çok iyi niyetlerle bir şeyler yapmaya çalışan o kadar çok insan var ki. Çabası gayreti ve tüm varlığı ile bu memleket için çabaladığını görürsünüz. Bu amaca ulaşmak için gittiği yola baktığınızda belki size ters gelen şeyler vardır ama o gittiği yolun doğruluğuna inanmış ve başka bir yol olmadığı konusunda kesin kararlıdır.
Öyle midir?
Özellikle siyaset yolu ile hizmet etmeye kalkanların, hele
bir de üst mevki ve makamlara geldiği zaman, önlerinde hizmeti sürdürebilmek
için çok şıklı yollar vardır. Bu şıklardan en doğrusunu seçmek onu başarılı ya
da başarısız yapar.
Peki, siyasette başarı nedir?
Bakan, Milletvekili, İl-İlçe Başkanı vb. konumda olanlar
zaman zaman özel hayatlarındaki en önemli konulara dahi vakit bulamazlar.
Ahmet Ağanın oğlu işsizdir. Bir yere yerleşmesi gerekir.
Üstelik işi de siz bulacaksınızdır. Mehmet Ağanın oğlu, bin bir yol denenerek
bir işe yerleşmiştir, ancak masası 70*50 dir. Küçüktür. Yandaki büyük masadaki
de saçlarını soldan tarar zaten. Onun ayağı kaymalı ve Mehmet Ağanın oğlu oraya
yerleşmelidir. Daire müdürü kendi birimine gelen ödeneğin azlığından
şikâyetçidir. Bununla iş yapamayacak durumdadır. Bir daire müdürü hizmet
binalarının yetersizliğinden ve personelinin azlığından dem vurur. Muhtar halkı
ile kavgalıdır. Mahallesinde okul yoktur, ya da köyünün yolu bozuktur. Ayşe
Hanım cep telefonu ile konuşurken hat kesilmekte veya kirli havadan
şikâyetçidir.
Diğer yanda bir şehrin tüm halkını çok yakından
ilgilendirecek ciddi kararlar alınmalı ve uygulanmalıdır.
Hükümet nezdinde de tüm Yurdu ve tüm Türk vatandaşlarını
ilgilendiren kararlar alınmalı ve uygulanmalıdır. Uluslar arası politikalar ve
tüm dünyanın geleceğini ilgilendiren sorunlar da vardır. Bu arada Ahmet ve
Mehmet Ağanın her gün 3–4 sefer tekrar eden telefonlarına bakmak gerekir.
Üstelik adamlar her telefon açışta seçimlerden önce büroya uğrayıp çay
içtiklerini kafanıza kakmaktadırlar…
Siyasetçi iseniz bu yollardan birini seçeceksiniz.
Binleri, on binleri hatta milyonları ilgilendiren işler için
Ahmet ve Mehmet Ağaları feda etmeniz gerekir. O zaman da gelecek seçimlerde hal
nice olur.
İnce iştir siyaset kanalı ile hizmet vermek.
Bu seçeneklerden hangisini seçmek siyasiye başarı getirir?
Geçmişte yarım yamalak bir siyasi deneyimimiz oldu. Bu yollar
arasında hiç tereddüt etmeden binlerin, on binlerin çıkarına olanları seçmeye
çalıştık. Başta en yakınımızda beraber yola çıktıklarımızı kaybettik. Zaman
zaman onların çiklet paralarına satıldıklarına şahit olduk. Zamana zaman
hısımlık akrabalık adına beş paralık işlerle uğraşmaktan on binlerin çıkarına
olan işleri unuttuklarına isyan ettik. Ekip bitince siyaset de bitiyor.
Harcımız değilmiş. Halka hizmette siyaset yolundan başka yol seçtik…
Tüm bu basit tecrübelerle şimdi siyasilerimizi uzaktan
seyrederken bütün bunları daha iyi algılayabiliyoruz.
Ahmet ve Mehmet Ağalar o kadar çoğaldı ve iş bitirmeyi o
kadar çok öğrendiler ki siyasilerin işi zor. Üstelik sağlam ekip kurmayı ve bu
ekipleri bir arada tutmayı hiç başaramadılar. Tepede kimi zaman Kasımpaşalılık
üslubunun dozajını fazla tutsa da bir Tayip Rüzgârı estiren ağabeyleri,
gülümseyerek iş bitirmeyi şiar edinmiş, beyni de icraatı da şeffaf bir Gül
ağabeyleri, olmasa yerelde işler daha da zor olacak. Çünkü bu şartlarda Ahmet
Ağaya da Mehmet Ağaya da yaranmak mümkün değil. Onlara takla atmaktan, ekip
içindeki fiskosları dinleyip cevap yetiştirmekten, gündemi olmayan ve proje
içermeyen toplantılardan, tüm kamunun yararına olan işlere de vakitleri zaten
kalmıyor.
Şapkayı masaya koyup beş dakika düşünmeleri ve bir karar
vermeleri gerek:
Hizmet Hakk rızası için halka mı olacaktır? Yoksa “Bu düzen
böyle gelmiş böyle gider, atalım kendimizi Tayip Rüzgârının önüne nasıl olsa
yolumuz Gül Bahçesine çıkar” felsefesi ile mi siyaset yapılmalıdır?
Yol bir tanedir aslında. Beş dakika düşünme fırsatı bulan
herhangi biri bu yolu görebilir.
Bir de havayı mızraklamaktan vakit bulurlar da kendilerine
hakaret içermeyen, iftira atılmayan, bu tür yazıları okumaya fırsat bulsalar,
yol seçme konusunda belki görüş alırlar…
Hasan ÖZÜNAL
* İlk yayın 2015